2009 yılının şubat ayı. Orhan İstanbul Beşiktaş'ta dvd ve vcd filmler satan bir dükkanda çalışmaktadır. O gün her zaman ki gibi sıradan bir gün gibi geçmekteydi taki o gelene kadar. 20'li yaşlarda üniversite öğrencisi olan bir genç kız film almaya gelmiş fakat aradığı filmler Orhan'ın da ilgi alanı olan eski Türk filmleridir. Bu durum Orhan'ın hoşuna gitmiştir ve genç kız ile ilgilenmeye başlar. Güzel bir Yeşilçam sohbetinin ardından Orhan Sinematürk adlı Yeşilçam kaynak sitesinde yorumlar yaptığını söyler. Genç kız ise ne tesadüf sitede editördür. Orhan kızın adını sorar, kızın adı Belgin'dir. Aradan birkaç gün geçer ve Sinematürk sitesine giriş yapan Orhan'a Belgin'den bir mesaj gelmiştir ve bu gelen mesaj'da Erkeklik Öldü mü? Atıf Bey filmi Belgin tarafından Orhan'a önerilmektedir ve bu mesajlaşma arasında msn adresleri alınır.
Bir iki gün sonra msn sohbetleri başlar ve zamanla hanım bey gibi sözcükler ortadan yok olarak Belgin Orhan isimleri sade olarak kullanılır. Yeşilçam'ı çok seven Orhan karşısında kendisinden çok daha fazla Yeşilçam'ı seven biri olduğunu anlar. Vakit hızla geçer ve Orhan ile Belgin'in Msn sohbetleri devam eder. Orhan Belgin'in çok cana yakın olduğunu ve çok sevecen bir kız olduğunu daha iyi idrak etmeye başlamıştır. Artık her eve geldiğinde Belgin msn başındamıdır acaba diye merak içindedir ve Belgin'i msn başında görünce heyecanlanmaya başlayıp yüzü gülmektedir. Belgin Orhan için çok önemli bir arkadaş olmakta ve gitgide vazgeçilmez bir konuma yükselmektedir.
Zaman hızla akıp geçer ve Orhan'ın Belgin ile arkadaşlığı Birinci yılını doldurur. Belgin bu esnada müsait olduğu zamanlarda görüşme isteğinde bulunsa da Orhan sorunlarından dolayı Belgin'le buluşma imkanı bulamazlar. Aslında içi içini yemekte ve arkadaşı ile buluşmak istemektedir ve bu durum Orhan'ın canını çok sıkmaktadır taki özel bir gecede yaklaşık bir yıl kadar sonra bir araya gelene kadar. Türk sinemasının efsane isimlerini anma gecelerinden birinde buluşma kararı alıp ünlü isimleri görme şansına sahip olurlar. Orhan hem Belgin'i görmenin büyük mutluluğunu hem de ünlü Yeşilçam yıldızlarından birkaç isimi görme şansına sahip olmanın mutluluğunu yaşar.
Günler geçiyor ve Orhan ile Belgin'in msn aracılığıyla yaptıkları görüşmeler sabahlara kadar devam ediyor ve önemli konularıda birbirleriyle görüşebiliyorlardı. Orhan artık Belgin'e iyice alıştığını ve kendisini çok sevdiğini ve ömür boyu bu arkadaşlığın bitmemesini istemektedir ve Belgin'e bu durumu aktarır. Belgin'de Orhan'ı sevdiğini ve ömür boyu arkadaş kalmak istediğini söyler. Bu güzel arkadaşlık günler aylar geçtikçe önemini arttırıyor ve sabahlara kadar süren konuşmalar devam etmektedir. Orhan'ın aile içinde yaşadığı olumsuz durumlar çok istese de Belgin ile görüşmesini engellemektedir. Orhan maddi manevi zorluklar yaşıyor ve Belgin'le görüşmek istese de bu durumlardan dolayı bu isteği gerçekleşmemektedir.
Belgin İstanbul'un gözde yerlerinden İstiklal Caddesinde dans kursuna başlamış ve Orhan'a kendisi ile gelmesi için teklifte bulunmuş ve yine uzun bir dönem sonra buluşmuşlardı. Belgin'in dans kursundaki neşeli haline çok sevinen Orhan Belgin'in mutlu olmasının kendisi için çok önemli olduğunu fark eder ve Belgin'i en sevdiği arkadaşı olarak görür. Belgin msn görüşmelerinde Derya isimli bir arkadaşı olduğunu ve Sinematürk sitesinden tanıştıklarını Orhan'a aktarır. Belgin'in anlattıkları Orhan'ı çok sevindirir bunun nedeni Belgin'in çok önemli bir arkadaş sahibi olmasıdır. Belgin'in sıklıkla Derya'dan bahsetmesi Orhan'ın dikkatini çekiyor ve en nihayetinde msn görüşmesinde sohbet etme imkanına sahip olur. Derya'nın sıradan bir insan olmadığı ve çok içten ve duygusal bir karakterinin olduğunu çok kısa sürede anlar.
Zamanın hızla akmasına kimse engel olamaz. Her akan gün beraberinde sevinç ve hüzün getiriyor fakat bu hüzünlerde bile öğretici durumları görmeye olanak sağlıyor. Belgin'in msn'de olmadığı günler Orhan'ı mutsuz ediyor ve gecesinin kötü bitmesine sebep oluyordu. Orhan için Belgin vazgeçilmez bir arkadaş ve ömür boyu unutulamayacak bir insandı. Yılın her günü ve hatta her saati Belgin'i aklına getiriyor ve onu ne kadar çok sevdiğini daha iyi anlıyordu. Orhan'ın Belgin sevgisi sıradan bir sevgi değil adeta o olmaz ise hayatının anlamını yitirmesi demekti sevgisinin ölçümünü ise onun olmadığını düşünerek yaptı ve kendini aniden çok kötü hissettiğini ve hayatın anlamsız olacağını iyice anlamış oldu.
Bundan sonraki aylar bu ikilinin sabahlara kadar süren sohbetleri ile devam ediyor fakat Orhan Belgin ile bir türlü görüşemiyordu. Yaşadığı sorunlar devam ediyor ve adeta mutluluk oyunu oynuyordu. Belgin'e bu sorunlarını söylemiyor aksettirmemeye çalışıyordu. Orhan'ın en büyük arzusu Belgin'in çok uzun yıllar sağlık ve mutluluk içinde yaşamasıydı. Belgin Orhan'ın kendisine çok büyük değer verdiğini tahmin edemiyordu. Şubat 2009'da başlayan arkadaşlık 4.5 yılını doldurmuş fakat yüz yüze görüşme imkanı çık sınırlı olmuştu. Bunca geçen zamana rağmen Orhan Belgin'i en sevdiği arkadaşı olarak görüyor ve arkadaşlık sevgisinin azalmadığını daha çok sevdiğini biliyordu. Beşiktaş'ta ufak bir film satan dükkanda tesadüf eseri tanışma ve aradan geçen uzun yıllar Orhan'ın ani ölümüyle bitiyordu. Orhan'ın cansız bedeni evinde bulunuyordu. Orhan ölmeden önce bir not bırakmış ve notunda doğum günü 24 Temmuz olan Belgin'in doğum gününü kutluyor ve kendisine hayatına kattığı büyük renk için teşekkür ediyordu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder