6 Kasım 2009 Cuma

Bir Kaç Güzel Gün İçin ( 1984 )


Cüneyt Arkın'ı çok severim. Bana göre Türk sinemasının gelmiş geçmiş en önemli oyuncusu olduğu gibi aynı zamanda en karizmatik ismidir. Bu film 1984 tarihli bir yapım ve yönetmen koltuğunda İrfan Tözüm'le birlikte Cüneyt Arkın'da var. Filmde Necla ( Necla Nazır ) babasının vefatı dolayısıyla büyük bir mirasa konacaktır fakat ortada bir sorun vardır. Necla'nın babası kızının mirası alabilmesi için Kemal'le ( Cüneyt Akın ) evlenmesi şart koyar. Kemal şirketin kurulumunda Necla'nın babasına yardım etmiştir ve çok iyi kalpli bir insandır. Buraya kadar her şey klasik bir senaryoyla gelsede filmde en belirgin özellikle son derece kopuk sahneler içermesidir. Filmin başıyla sonuna kadar gelişen ve bir anda biten o kadar farklı anlar mevcutki, bu durum senaryoda çok ciddi kopuklukların oluşmasını ve filme yansımasını sağlamış maalesef.

Filmin başında Kemal'in kızkardeşini araması önemle vurgulanırken, daha sonra kızkardeşinin akibetinin soru işaretleri arasına sıkışmasını görüyoruz. Kemal kızkardeşini kurtarırken kendisine yardım eden hayat kadınının bıçakladığı adamı kendi öldürmüş gibi gösterir ve hapse girer. Hapse giren Kemal'in bir anda hapisten çıkması ve bunun hangi şartlar altında olduğunu ise yine senaryo zaafından dolayı göremiyoruz. Kemal'le Necla'nın anlaşmalı evliliği filmin ana unsurunu oluştururken bir anda gelişen aşkın ise ne kadar inandırıcı olduğu ise ciddi soru işaretlerini doğuruyor. Saçma sapan bir senaryo ve saçma sapan oyunculuklara rağmen yinede Uludağ bölümleri ve müzikleri ile sevilmiş bir film. Cüneyt Arkın'ın en zayıf en aceleye gelmiş filmlerinden olduğu muhakkak. Necla Nazır'ın ve Cüneyt Arkın'ın zayıf oyunculukları ve hatta Cüneyt Arkın'ın resmen kameraya bakması çok gülünçtü doğrusu. Neden böyle bir filmi çekmişler sorusunun cevabı ise bu filmin video dönemi filmlerinden olması ve tabiiki başka yapımların sırada beklemesi olsa gerek.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder