18 Haziran 2010 Cuma

Yıldız Tepe


Bir Demet Menekşe ( O kendini bilir ) Yıldız Tepe adlı Türk sineması klasiklerinden olan filmi izlememi istiyordu. Bu filmi nihayet izledim ve adeta kendimden utandım. Neden daha önce izlememişim veya bu filmin bu kadar başarılı olduğunu duymamışım. Bundan kısa bir süre önce 1963 yapımı The Haunting adlı Amerikan yapımı filmi izlemiş ve filmdeki dram,aşk,gizem ve gerilimi çok beğenmiştim. The Haunting o kadar başarılı bir film olmuş ki bugün bile güncelliğini koruyabilen bir filmdir. Yıldız Tepe ise belki bazı yönlerden The Haunting adlı filmle benzeşiyor fakat çok daha gizemli bir film olduğunu söyleyebilirim. Fatma Girik'in hayat verdiği Sevgi babasının ölümünden sonra akrabaları olan Kılıçoğulları'nın yanlarına gitmek zorunda kalır. Kendisini büyük bir kalabalığın karşılayacağını düşünen Sevgi daha ilk baştan büyük hayalkırıklığına uğrar. Aliye Rona'nın canlandırdığı büyükanne gözleri görmeyen fakat evin dengesini sağlamaya çalışan çok önemli bir karakter olarak gözümüze çarpar ve Sevgi'ninde en büyük destekçisidir. Sevgi tek tek aile bireyleri ile tanışır. Aile, büyükannenin haricinde  Kılıçoğlu Ahmet Bey ( Atıf Kaptan ) Murat ( Ekrem Bora ) Cemile ( Ayla Algan) ve Salih Güney'in canlandırdığı Ali'den oluşmaktadır. Murat son derece gizemli ve Sevgi'ye göre kaba ve haşin bir adamdır. Cemile ise Sevgi'den nefret etmektedir. Ali ise güleryüzlüdür.

Ailenin gülmemesi ve her daim yaşanan gerilimli dakikalar Sevgi'nin dikkatini çekmekte gecikmez. Sevgi  kendisine asılmaya başlayan Ali'den kaçarken şans eseri Kılıçoğlu  Ahmet Bey'i görür. Ahmet bey bir mezarın başındadır. Ahmet bey'in gitmesini bekleyen Sevgi mezar taşına yazılan yazıyı okuyunca adeta şok geçirir. Mezar taşında,, burada 25 yaşında ölümlerin en beteri ile ölen Osman Kılıçoğlu yatmaktadır yazısı vardır. Sevgi bu yazıdan çok etkilenir. Büyükanne'ye gördüklerini anlatan Sevgi için bundan böyle enteresan ve gizem dolu saatler başlayacaktır.

1965 yapımı Memduh Ün yönetmenliğindeki bu film için söylenecek çok şey var. Bir filmde ne aramak isterseniz bulabileceğiniz nadir filmlerden biri olmakla beraber bizim sinemamız yerine her zaman gözönünde bulunan diğer Avrupa ülkelerinin filmlerinden biri olsaydı bu filmin Dünya çapında büyük bir klasik olacağından hiç şüphem olmazdı. Filmin tema müziği ise Andre Previn'in 1964 yapımı Dead Ringer filmi için yaptığı eser olduğunu ayrıca belirtmem gerekiyor. Fecri Ebcioğlu ise güzel eserleri ile bu nadide filmimize ayrı bir güzellik katmış. Filmin Sinematürk künyesi için Buradan

Not: Bir Demet Menekşe Hanıma Bu Filmi Önerdiği İçin Şükranlarımı Sunuyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder